Hudutta Su İmparatorluğu

0
760

Hafta sonumuzu merak ettiğimiz Türkiye’nin Batı sınırına yöneltiyoruz. Batı sınırının en güneydeki noktası olan Enez’i hedef belirliyoruz. Bunu belirlerken tek yaptığımız haritadan açıp bakmak. Nerede kalınır, ne yenir neresidir bilmiyoruz aslında. Tek bildiğimiz Batı kara sınırımızdaki en güneydeki yerine Enez olduğu. Haritadan parmağımızı kaldırarak Enez’i araştırıyoruz. Çadır da mı kalacağız yoksa kalacak yer var mı hesap kitaplarından sonra kalacak bir apart otel buluyoruz. Enez’i araştırdıkça çok şey çıkıyor. Notlarımızı alıyoruz. Cuma işimiz bittikten sonra yola koyuluyoruz. Trakya’dan geçerek Enez’e erişiyoruz.

Gezi Künyemiz:

İstanbul’a Uzaklık: 310 KM
Seyahat Süresi: 3.5 saat

Harita:

Saroz Körfezi ve Meriç’in denize döküldüğü yerde bulunan Enez çoğrafyası oldukça ilgi çekici. Berrak denizi, dalyan gölü, kumsalları, gölleri..Enez’in uzun kumsalları ve denizinin güzelliği yaz aylarında burasını  turizm cenneti haline getiriyor. Enez’den Saroz Körfezi kıyısı boyunca devam edince yazlıkların kapladıkları sahili görünce bunu anlayabiliyorsunuz. Maalesef burası da çarpık yapılaşmadan nasibini almış durumda. Bitişik nizam beton yazlıkların arasında doğa kaybolmuş durumda.

Dalyan Gölü’nün uydudan görünümü:

Enez’i önemli bir kuş merkezi yapan Dalyan gölü oldukça ilgi çekici. Dalyan gölünde ve çevresinde pek çok göçmen kuşu çıplak gözle gözlemlemek son derece mümkün. Pelikanları bizler kare almadan dakikalarca izledik. Aldığımız karelerden:

Diğer bir balıkçıl kuştan kareler:

 

İleride sınırı oluşturduğu Meriç’i hemen görebiliyorsunuz. Meriç’in diğer kıyısı Yunanistan. Ülkeler, sınırlar ve diller hep düşündürmüştür. Bir adım ötesinin başka dil ve kültürün yaşadığını düşünmek hoşuma gidiyor. Halbuki uçakla giderken çok mesafe aldığımızda bu his oluşmuyor.

Dalyan gölü çevresinden kareler:

 

 

DDalyan Göl’ü son derece sığ. Kıyısında ise çakıldan daha çok midye kabukları bulunuyor. 

 

 

 

Dalyan gölünden ayrılıp kuzeye doğru ilerliyoruz. Kuzey tarafında Gala gölü ve Pamuklu Gölüne ziyaret etmek istiyoruz. İlk durağımız Milli Park olan Gala Gölü:

Gölde avlanan balıkçılar  kayıklarından ağ atarken.

Gala Gölü

Araçımıza binmek üzereyken tarlada gördüğümüz gelincik’i izlemeye koyulduk. Sonunda yuvasından çıkıp bize aşağıdaki güzel kareleri verdi.

Yol yapımı çalışmasından Pamuk gölüne diğer yol olan Gala Gölü kıyısından gitmeyi deniyoruz. Ancak yol son derece kötüleşince geri dönmek zorunda kalıyoruz. Binek araçla gezmek rahat ama kötü yollar kolay sınırlıyor. Ama Gala gölünün kıyısında büyük otlağa yayılmış koyunları geçerek göl kenarındaki kuşları seyrediyoruz.

Gala Gölü

Gala Gölü

 

Enez civarında öyle büyük hayvan sürüleri görmedik. Enez’in kendisi balıkçılıkla uğraş bulurken, çevresinde ise büyük tarım arazileri yer buluyor.

Yol boyunca uzanan kanallarda pek çok kişi balık tutuyor.  Bu bölgede sazan, yayın balığının bolluğundan söz ediyorlar. Hatta 16 Kg’a varan Sazanların tutulduğundan söz ediliyor.

Enez’e dönüp karnımızı doyurduktan sonra Enez’in güney doğusundan Tuz Gölü doğru yol alıyoruz. Kıyı bölgeden içerilere doğru ilerleyince geni tarlaları görebiliyorsunuz. Gök mavi, yer yeşil. Gözümüz ve ruhumuz dinleniyor bu iki renkle.

Haritadan gördüğümüz Tuzla Gölü’ne gitmeye karar veriyoruz. Google Maps’de bembeyaz görünen iki tane Tuzla gölü var. Her iki gölde hemen deniz yanında ve sularını dar bir boğazdan deniz dökülüyor. Enez’e en yakın Vakıf Köy’ü yakınındaki Tuzla gölüne gidiyoruz. Sağa sapacak bir yoldan girmeliyiz ancak hiç tabela yok. Gölü GPS’deki topografik haritadanancak  bulabiliyoruz.

Tuzla Gölü:

Tuzla gölü bu mevsimde suları oldukça bol. Yazları suyu azaldığı zaman tuz etkisinin görüldüğü söyleniyor. Uzaktan baktığımızda Göl’ün hemen kenarında bulunan beyazlıkların tuz kalıntısı sandık ve tuz kalıntılarını görebileceğimizi düşündük.Ancak yanına gittiğimizde ise  bunların kurumuş yosunlar olduğunu fark ettik.

Gölün suları bulanık. Gölde bizi cezbeden bir şey bulamıyoruz. Gölün batı kıyısındaki ilkbahar yeşilliği rahatlayır. Onun dışında denize doğru yöneldikçe  çevre arazi tamamıyla kumluk. Kumlukta yetişmiş çalılar haricinden başka bir şey yok.

Enez’e dönerek Enez kalesini ziyaret ediyoruz. Enez tarihinin M.Ö. 5500’e uzandığı söyleniyor. Konu arkeoloji olunca tabelaya yazılanların doğruluğuna inanmaya çalışıyoruz. Tabelada binlerce yıl atlaya atlaya 6500 yıllık hikayeyi özetlemeye çalışmışlar.

Enez kalesi bakımsız durumda.Yerleştirilen levhalar kısmen kılavuzluk yapsa da pek çok soru yanıtsız kalıyor. Ücretsiz olarak ziyaret edilen kale içini serbest şekilde gezilebiliniyor.

 

Türkiyemin en batısındaki kara sınırı olan Enez ve çevresi ülkemizdeki farklı bir doğa, farklı bir renk. Enez halkını anlamadık. Romen mahallesi de gördük, kürt mahallesi de. Ama karşılaşmayı umduğum Eskişehir’deki uzun uzun sohbetler ettiğim Balkan kökenli Türklerle karşılaşmadık. CHP şu anda iktidarda ama bir sonraki seçimde AKP’nin geleceği söyleniyor. Aklımız karışık ayrılıyoruz Enez’den.

Enez’de yapmak istediğimiz internette çok sözü geçen Ayı Ahmet’in yerinde balık yeme işini yapmadık. Yılan balığı ve kefal yemeği çok istemiştik. Ancak sezon açılmadığından gündüz gittiğimizde açık değil ve balık yoktu. Onun karşısında bir yerde sulu yemek yedik. O da çok ekonomik değildi.

Görmek istemediklerimiz:

Enez kuş göç yolu üzeride önemli duraklardan. Gala Gölü bu anlamda büyük önem taşıyor. Ancak Gala gölü’nün çevresi çok da temiz sayılmaz. Hafriyat yıkıntıları ve etrafda çöpü karelememek için çok çaba sarf ederek fotoğraf çekmek zorunda kaldık. İşte istemediğimiz görüntüler:

Gala gölü çevresinde avlanmak yasak mı bilmem ama gördüklermizi avlanmanın yapıldığı yönde…Avlanmanın karşısında değiliz ama eşit şartlarda olması gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin kuşları ellerinizle yakalayabilirseniz bu son derece adil sayılır.

 

 

 

 

 

 

Paylaş
Önceki haberIhlara Vadisi
Sonraki haberMüze Şehir Edirne

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here