Kastamonu bölgesinde mıktanıs etkisi yapacak o kadar çok şey var ki. Ormanları, mağaraları, berrak akarsuları, kanyonları.. O yüzden yılbaşı tatili ve gecesi için Pınarbaşı vazgeçilmez mekanlarımızdan oldu. Hem keşiflerimizi yapıyor, hem doğaya doyuyoruz hem de eğleniyoruz.
Kışları Pınarbaşı için söylenecek iki şey var: Soğuk ve enfes. Karlı diyemiyorum. Geçen sene bu zamanlarda karda yürümek için çok emek sarf etmiştik. Ama her zamanki gibi buzlu. Akmayan tüm sular donmuş veya donmak üzere. Ona rağmen kuru havada bu kadar soğuk daha az etkliyor bizleri. Lakin bu soğuk İstanbul’da olsa donardık.
İlk işimiz elimizdeki mağara ihbarlarını değerlendirip keşiflerimizi yapmak. Ayrıca da geleneksel ziyaretimi Buzluk mağarasını ziyaret edeceğiz.
Mağara keşiflerimizin süresine baktığımız bazen büyük bir zamanı arazide geçiyoruz. Mağara kısmı ise daha kısa kalabiliyor. O yüzden mağaracılık sadece mağarada geçen etkinlik anlamına gelmiyor. Doğa ile başbaşa geçirdiğimiz zamanlarda anlamına geliyor. Karı, çamuru, yağmuru, sıcağı her türlü doğal ortamda mağara arıyoruz. Kimi zaman dışarı göre çok soğuk, kimi zamanda dışarısı mağaradan daha soğuk oluyor ve mağara girince ısınıyoruz.
Cumartesi sabah erkenden Biblo ile kalkıp Paşakonağı’nın bahçesinde geziniyoruz.
Soba’da kızarmış ekmek ve soba üstünden demini almış çayımız eşliğinde kahvaltımızı yapıyoruz. Ali Yamaç her zamanki gibi planı yapıyor. “Ekipler hazır!”
Mağara keşiflerimizde de bol bol yürüyor ve köy köy geziyoruz.
Bu bölgede çok sayıda kanyon var. Aşındırma ile kayaları delen akarsular enfes manzaraları oluşturuyor.
BU etkinliklerimiz yine yeni mağaralar ve mağara ölçüm çalışmalarımız oldu. Mağaralarımız korumak amacıyla çok yer yurt bildirmiyoruz. Araştırmalarımızdan çektiğimiz kareler:
Nuray ölçüm sonuçlarını not ediyor ve mağara keşiflerini çiziyor.
Çağan’nın karelerinden:
Yılın son günü geleneksel Buzluk Mağarası yürüyüşümüz için hazırlıkları tamamlayarak yola çıkıyoruz. Geçen sene diz boyu karda yürümüş ve yine çok eğlenmiştik. Buzluk’un bu yıllardaki her halini bilirim. Bunu söylemek ne kömik. Milyonlarca yılda oluşan oluşumların yanında gelip bizim gibi 80 yıl ömrü olan canlıların her halini bilirim demek…Ne yazıkki bir mağaranın yaşam süresini hayal etmek oldukça zor ve hatta imkansız. Kelebeğe bizim ömrümüzü anlatmaya benziyor.
Geleneksel Buzluk Mağarası gezimizden kareler:
Mağara girişine ulaşıyoruz. Mağara’nın ağzı bir çöküntü sonucunda açılmış. Mağara oldukça geniş ve içinde oldukça büyük sütunlar bulunuyor.
Süha’nın karesinden :
Bırakılası zor bir mağara..Görsel şöleni pek çok yönü ile o kadar fazla ki..Son kareler:
Nuray’dan mağara girişinde son bir poz..
Iyi tempoda bir yürüyüş, mağarada enfes göz alıcı bir ziyaret ve geri dönüş yolculuğu.. Ama bitmedi akşama yeni yılı karşılayacağız.
Bu pastayı ve kareyi hiç unutmayacağım. Çiğdem’in yaptığı sanat eseri gibi pasta. Üzerindeki detayları halen hatırlıyorum.
Ve Yeni yılı neşeyle, sağlıkla, sevdiklerimizle karşılıyoruz. 2012 Yeni Yılımız kutlu olsun.