Anadolu’da 10 Bin yıl öncesine tanıklık

7
663

Ağustos sıcağından uzakta ilkbahar havasında yol alıyoruz.  Yamaçta ilerlerken aşağıya baktığımızda pırıl pırıl havada kilometrelerce öteyi görebiliyoruz. Uzaktan parlak kayaları görünce ilk heyecan başlıyor. Parlak kayaya yaklaşıkça resimler belirginleşiyor. Resimleri ilk gördüğümde binlerce yıldan bu yana burada durduklarına inanmak çok kolay olmuyor. Onlara dokunmaya bile korkuyorum ilk önce.. Hani narin kırılacak bir şeymiş gibi.. Bu resimler Kars, Camuşlu köyünden bulunan tahmini 10 bin yıllık kaya resimleri.  Sadece dokumaya değil yaklaşmaya bile kormuyorum. Kılıçkökten tarafından 1960’lı yıllarda ilk keşfedilen bu resimler halen doğaya emanet halde..

Bölge ‘de çok pek tarihsel kalıntı bulunuyor. Ancak biz en zorlusundayız. 2100 metrede bulunan kaya resimlerine doğru yol alıyoruz. Kürt köylerine doğru yol alıyoruz. Köye vardığımızda yabancıları ağırlamaya alışık olmaan köyü beni görünce şaşırıyor. Kendimizi tanıttıktan sonra rehber eşliğinde sözü edilen kayaya erişiyoruz. Kaya resimlerinin hangi tarihini işaret ettiğini tespit o kadar kolay değil. Ancak aldığımız bilgiler bu kayanın bu bölgede tek başına olmadığı yönünde.

Borluk vadisi..

Öyle bir tarih varki etrafta günümüzden 10 binyıl öncesi kadar pek çok evredeki medeniyete ait izleri görmek mümkün. Öyle bir plato ki kilometrelerce öteden platodan aşağı inerken  platoda olduğunuzu fark ediyorsunuz. Öyle yüksek ki doğa Ağustos ayında ilkbaharı yaşıyor burada..Burası doğasıyla ve zengin tarihiyle Kars.

Kars ve çevresi bildiğiniz Anadolu farklı. Kars’ı ilk farklı yapan havası. Rakım 1750 metre. Ağustos ayında ilkbaharın ilk günlerini andıran o temiz havası var. Anadolu’nun pek çok yeri kavuru güneş altında çoraklaşmış ve sararmış haldeyken burası halen yemyeşil. Medeniyet çeşitliliği ise diğer bir farklılık. Rus, Türkmen, Kürt burada bir arada yaşıyor. Kent öyle ilginç ki her bir yanı heykel dolu. Aslan heykelleri, devasal büyüklükte metal heykeller Rus’lardan etkilenmişse benziyor. Zaten Kars’ın etkileyici taş binalarının tamamı neredeyse Rus mimarisini taşıyor. Sapasağlam kalmış pek çok bina aktif olarak kullanılmakta. Sokak yapısı ise sanki Avrupa kentlerini andırıyor. Düz şeklinde birbirini kesen sokaklarda gezinmek son derece kolay.. Hani öyle kolay kolay kaybolmazsınız.

İlk durağımız Azat Köyü. Volkanik bölgede bulunan kayalara oyulmuş Kilise’yi bulmak istiyoruz. Kızılkilise çok da bilindik bir yer değil. Ataköy’ü geçtikten sonra 3 kilometreyi aşkın yürümek gerekiyor. Vadide yürümeden önce Azat Köyü’nden bir rehber alıyoruz. Rehber eşliğinde harika bir çoğrafyada yürüyüyoruz. Pek çok akarsu bize eşlik ediyor. Çok ileri de gördüğümüz sarı tilki hızla uzaklaşırken ıssıze bu çoğrafya da ne aradığımızı merak eder gözlerle arada sıra arkasına bakarken merakını gidermeye çalışıyor. Kızılkilise’ye giderken rehberimizi tarafından sözü geçen küçük volkanik mağaraları da ziyaret ediyoruz. Bu arada Türkiye’de volkanik olarak gördüğüm ilk mağara bunlar. Bu yüzden oldukça ilginç geliyor. Kızılkilise hakkında herhangibir bir bilgi veya araştırma bilgimiz halinde değil. Yakınlarında bilinen herhangibir yerleşim birimi de mevcut değil.

Bölgenin önemli tarihsel zenginleklerinde biri de Ani harabeleri. Ani Harabeleri M.Ö.8 yy’ uzanan tarihinde pek çok eser bırakmıştır. Ermenistan’la sınırımızı oluşturan Aras Nehri kenarında bulunan Ani haraberileri içinde kiliseler, camiler, hamamlar, külliyeler bulunmaktadır. Ani pek çok medeniyete  sahipliği yapmıştır. Urartular, İskitler, Pers, Bizans ve Türkler Kars’ın yönetiminde bulunmuşlardır. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan bu bölgede son olarak Ermeni ve Rus etkisi büyük ölçüde görülmektedir. Seluçuklu mimarisine sahip Anadolu topraklarındaki ilk cami ‘de burada inşa edilmiştir. 1064 yılında ilk dfa Türk egemenliğine geçtiğinde inşa edilen caminin minaresini bugün ziyaret etmek mümkün. Ani’yi çevreleyen Aras nehri ve yıkık köprülerinin hemen karşısından bugün Ermenistan toprakları bulunmaktadır. Ani’nin diğer yakasında vokanik tüflerden oyulmuş pek çok mağara yerleşkesi kolaylıkla görülebilmekte. Ani’yi tek başına burada anlatmak maalesef mümkün değil. Ani için öncesinde okumak ve tam gün ayırmak gerekiyor.

Ertesi gün erkenden yola çıkıyoruz. Camuşlu köyü’ne doğru yol alırken Kars’ın plato yapısından aşağı doğru iniyoruz. İlk defa bu koca plato üzerinde olduğumuzu algılıyoruz. Platodan inerken hissettiklerimizi tarif imkansız.. Anadolu’nun çatısından aşağı iniyoruz…Camuşlu köyüne varıp küçük rehberimizle beraber yola koyulmamız çok uzun zaman almıyor. Uzaktan parlak kayayı ilk gördüğümzde heyecan başladı. Bu parlek kaya üzerindeki ilk resimleri görmeye başladığımda ise heyecanımı anlatmak mümkün değil. Tahmini olarak 10 bin yıl öncesinde çizilmiş kaya resimlerini canlı olarak gördüğümde tarifi zor bir his kapladı içimi. Bu his dünya tarihinin ne kadar uzun olduğunu ve yaşamımın bu süreç içinde ne kadarda kısa olduğunu hayal etmemi sağlıyordu. Bu resimler o zamanlarda bugünkü halinde olmayan topraklarda yaşamakta olan insanların avcılık büyülerini ifade ediyordu. Avcılığın iyi geçmesi için avlanmadan önce yapılan bu resimlerde kurt, domuz ve ayıyı seçmek mümkün.

Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Kars halen bu izleri taşıyor. Çevrede Rus kökenli Türkler, çeşitli Türkmen boyları ve Kürtlere rastlamak mümkün. Bu karmaşık kökenlilik Kars’a hoşnutluğu da beraberinden getirmiş. Ramazanda kapalı restaurant görmek mümkün değil. Hani pek çok ilimizde gördüğümüz ramazan ayının restaurant perdeleri burada yok. Bu arada Kars’ın rakımı 1750 metre. Ağustos ayında bile havası ilkbaharın ilk günlerinde olduğu gibi temiz.

Şehirde yeralan pek çok sayıda özgün heykeller hemen ilgi çekiyor. Rus mimarisiyle yapılmış taş evler halen yep yeni duruyorlar.

Kaya resimlerini merak ettik. Bu hafta da Kars’tayız. Neler mi oldu? Kaya resimlerini bulduk ve gördük. Pek çoğunu bulamadık bile. Bir gün sadece üç kaya resmi için dağlarda gezindik. Çok eskilere 3,000 ile 12,000 yıl öncesine kadar gittik. Kars’ın çoğrafyasında yürüdük, gezindik, bilgilendik. Kars’ın heykeller şehri olduğunu öğrendik. Ani’ye gidip tarihe göz attık. Yakında hepsini anlatacağız.

Şimdilik bazı fotoğraflar:

7 YORUMLAR

  1. Karsa gelip Kars kalesine çıkmadınızmı eğer gelmediyseniz en güzel yerini görmemişsiniz bu arada ben üniversitede karsa yerleştim

  2. selam blogunu blog odulleri sayfasindan buldum ve cok hosuma gitti. gurbette yasayan ve ulkesini cok ozleyen bir turk olarak, zevkle okuyacagim. cok sevgiler,

  3. Sitenizi tesadüfen keşfettim. Paylaşımlarınız çok güzel. Bir gün Karsa gitmek isteyeceğim aklıma gelmezdi.
    Tebrikler çalışmalarınız çok güzel

  4. Merhaba Mine,
    Kars ve çevresi pek çok güzelliği bir arada bulunduyor. Pek çok kültür bir arada yaşıyor. Beğenileriniz için ise teşekkürler..Henüz yazısını önümüzdeki hafta yazacağız. Gidin ve görün…Zamanı ise İlkbahar’a ayarlayın.

  5. Merhaba Mine,
    Kars ve çevresi pek çok güzelliği bir arada bulunduyor. Pek çok kültür bir arada yaşıyor. Beğenileriniz için ise teşekkürler..Yazı bir dergide yayınlanacağından henüz burada yayınlamadık. Gidin ve görün…Zamanı ise İlkbahar’a ayarlayın.

  6. selam blogunu blog odulleri sayfasindan buldum ve cok hosuma gitti. gurbette yasayan ve ulkesini cok ozleyen bir turk olarak, zevkle okuyacagim. cok sevgiler,

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here