Sonbahar’ın etkisi yavaş yavaş gösteriyor. Ancak yine de havalar sıcaklığını koruyor. Hal böyle olunca serinlik arayışı içinde Uludağ’a yöneliyoruz. Yaz sıcağında serin Uludağ yolculuğumuz kimi zaman bizi üşütecek noktaya kadar geliyor.
Önce Uludağ eteklerinde kısa bir mola veriyor ve temiz havayı teneffüs ediyoruz. Biblo zaman kaybetmeden gezintisine başlıyor.
Uludağ Oteller bölgesine hiç bir zaman kışın gelmedik. O kalabalık hali hiç bir zaman cezbetmedi. O kadar kalabalıkda doğaya yakınlaşabildiğimi hissedemiyorum.
Oteller bölgesine geçiyoruz. İn-cin top oynuyor. Bu kadar beton ve kuru hali de ilgi çekici durumda değil. Bu kadar sakinlikte Uludağ’da yine de telesiyejler çalışmaya devam ediyor. Açıkcası bu bizi şaşırtıyor. Üstelik doruk’da halen hizmet veren birilerini öğrendiğimizde iyice şaşıyoruz. Serinleyen havaya rağmen telesiyejlerle yukarı çıkmaya karar veriyoruz.
Telesiyejlerde sadece biz varız.
Yukarı çıktığımızda şömine yanıyor ve sıcak çay hazır. Oldukça şaşıyor ve sohbete koyuluyoruz.
Aşağı inerken artan rüzgarda ilerledik.
Rüzgarda Biblo’nu kulaklar yelken gibi açıldı 🙂
Günübirlik temiz hava ve Istanbul’a dönüş ile bu hafta sonu daha bitirdik…
Yazımızı son bir video ile bitirelim: